19 Nisan 2012 Perşembe

KARİKATÜR

1 çifti 100 tl olduğunu düşünsenize!

FABL

FABL NEDİR?
Hayvanlar ya da cansız varlıklar arasında geçen bir olayı, çoklukla manzum olarak anlatan ve öğüt veren yazılara fabl denir.
 


                          

BİR KEDİ İKİ SERÇE

Bir kediyle bir serçe
Bir arada büyümüşler kardeşçe
Sepet, kafes bir arada,
İçtikleri su ayrı gitmezmiş
Gerçi kedi ara sıra,
Serçeye sinirlenirmiş,
Suratında gagasıyla süngü talimi yapıyor diye,
Ama o da zaman zaman
Bir pençecik atarmış serçeye,
Fazla canını yakmadan,
Tırnaklarını tutarak
Yumuşak yumuşak
Serçeyse boyuna bakmaz
Gagalarmış kediyi düpedüz
Kedi ne de olsa daha akıllı,
Hoş görürmüş bu oyunları
- Böyle şeyler olur, dermiş,
Dostlar arasında;
Dostun dosta kızması saçma
Uzatmayalım, kediyle serçe
Şakayı kaka etmiyorlarmış,
Barış içinde yaşayıp gidiyorlarmış
Derken bir başka serçe
Görmeye gelmiş bizimkileri
Bakmış filozof bir kedi,
Cıvıl cıvıl da bir serçe
Dost oluvermiş ikisiyle
Ama bir gün barış bozulmuş,
İki kuş arasında kavga çıkmış
Kedi ne yapsın bu durumda?
Taraf tutmak zorunda kalmış:
- Bu serseri kim oluyor da, demiş:
Kafa tutuyor benim dostuma?
Dağdan gelip bağdakini kovacak ha?
Yoo, demiş kedi, öyle yağma yok
Kedilik adına çıkıp ortaya,
Girmiş iki kuş arasındaki kavgaya
Bir pençede yakalayıp yemiş
Yabancı serçeyi
Bir de ne baksın kedi,
Serçe eti tatlı mı tatlı,
- Dayanamam doğrusu, demiş;
Ötekini de yemiş

DÜNYANIN EN ZENGİN ÜLKESİ DUBAİ


Dubai
Kimilerine göre 'altın şehir' kimilerine göre 'vergisiz' alışverişin cenneti... Ortadoğu'nun modern yüzü Dubai, balayı seyahatlerinin de vazgeçilmezi!.

 Görülecek Yerler
İstanbul'dan uçakla 4 saat uzaklıktaki Dubai, Arap kültürüne Avrupa makyajı yapılarak oluşturulmuş bir kent... Kafasını dinlemek, gönlünce alışveriş yapmak ya da unutulmaz bir balayı yaşamak isteyenlerin ilk tercihi olan Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri'nin 7 emirliği arasında en popüler olanı! Kış ortasında yazı yaşamak için de ideal bir seçim olan Dubai, temizliği ile sizi şaşırtırken trafik yoğunluğu da İstanbul'u aratmıyor.

  • Çölde ve ay ışığında barbekü geleneksel eğlencelerle,
  • Deve sırtında çölde gezinti
  • Körfez de veya Dubai Creek içinde geleneksel balıkçı kayıkları ile gezinti,
  • Eski şehrin göbeğindeki kapalı çarşı
  • Büyük Camii
  • Dubai Müzesi
  • Burj al Arab
  • Emirates kuleleri


 DÜBAİ' DE SAFARİ YAPMAK
Dubai'yi özel kılan bir başka konu ise çöl safarisi... Kişi başına 150 dolar ödeyerek çıkacağınız macera türü, çölde uçma hissini yaşamanızı sağlamakla kalmıyor, sessizliğin sesini dinlemenize de imkan veriyor. Çölde güneşin batışını izlemenin tadına ise doyulmuyor.
    

Dubai de kına çok yaygındır. Örneğin bir güzellik salonuna gittiğiniz zaman kınadan dövme yaptırabileceğiniz aklınıza gelir miy di? Güzellik salonlarının yanında bir çok turistik mekanda sadece bu işi yapan bayanlar çalışmaktadır. Yaptıkları dövme tam bir işleme. 5 dakika gibi kısa bir sürede ellerinizde adeta çiniden saraylar inşa ediyorlar. Bir kına bu kadar mi estetik olur! Dubai'de kına "Henna" olarak geçiyor. Tek kötü yani 2 haftadan az bir sürede geçmesi


7 YILDIZLI YELKEN OTEL ( ARAP KULESİ)
5 yıldızlı otel cenneti olan Dubai, aynı zamanda dünya üzerindeki tek 7 yıldızlı otelin de sahibi. 'Yelken otel' olarak bilinen Burj El Arab, turistlerin önünde fotoğraf çektirmeden dönmediği, konaklama ücretlerinin 'cep yaktığı' bir ihtişam abidesi! Le Meridien, Hilton,Crowne Plaza, Ritz Carlton, Jumeirah Beach Hotel, Ramada ve Sheraton ise Dubai'nin 5 yıldızlı adresleri...
                                                              
 DÜNYANIN EN ZENGİN VE EN GÜZEL ÜLKESİNİ GÖRMEK İSTERİM.....:

KİTAP ÖZETİ :GÜLYABANİ



Gulyabani
 (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
KİTABIN ADI : Gulyabani
KİTABIN YAZARI : Hüseyin Rahmi Gürpınar
KİTABIN KONUSU:
Yazar cin,peri ve gulyabani gibi boş inancların nasıl kötüye kullanılarak saf ve namuslu insanların kandırıldığını anlatmıştır.
KİTABIN ANA FİKRİ
Cahil olmamak,batil düşüncelerden kaçınmak,bilimsel düşünceye önem vermek gerekir, aksi durumda istenilen yöne çevrilebilirsin.
KİTAPTAKİ  OLAYLAR VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Kitapta sık geçen isimler şunlardır; Munise, Ayşe Hanım, Çeşmifelek Kalfa ve Ruşen. Munise eserin baş kahramanı ve ve olayların odak noktasıdır. Ayşe Hanım Munise Hanımın annesinin eski dostudur. Hasan ise Munise’nin sevgilisidir. Çeşmifelek ve Ruşen ise köşkün sahibinin hizmetçileridir.
KİTABIN ÖZETİ :
Hoppaca bir kız olan Munise çok güzel bir kızdır. Annesi ve babası o daha gençken ölür.Komşuları Munise’yi geyindirip,geçindirir ve çehiz vererek onu birisiyle evlendirirler. Fakat Munise kocasıyla pek anlaşamaz ve bir gün kocası evde yokken kaçar. Daha sonra ana dostu olan Ayşe Hanım adlı bir kadın onu bulur ve ona onun hizmetçilik yapabileceği iyi ve namuslu bir yere götüreceğini söyler. Ama Ayşe Hanımın Munise’ye bir tafsiyesi vardır. O da şudur ki; Eğer oradakalıp iyi para kazanmak ve daha sonra kendine iyi yuva kurmak istiyorsa orada olup bitenleri kimseye söylemeyecek ve bunlara tepki vermeyecekti. Munise bu fikre evet der.Ayşe Hanım Munise’yi bir dağın tepesindeki köşke götürür. Burada onları Çeşmifelek Kalfa ve Ruşen adlı iki hizmetçi karşılar. Daha sonra Ayşe Hanım Munise’yi burada bırakıp gider. Munise bu köşkün garipliklerine şaşıp kalır. Çünki gelirken onları buraya getiren arabacını konuştuğu cin,per ve gulyabani muhabbetine inanamayan Munise, bunlara inanmaya başlar. Munise Ayşe Hanımın onu buraya büyük bir bahşiş karşılığında getirdiğini bu zaman anlar ve kafasına vurur. Gitmeye çalışır fakat ona buraya gelen insanların bir daha geri dönemeyeceğini söylerler. Munisenni getirildiği köşkün her tarafında her gece cinler,periler dolaşır.Bunlardan en korkuncu ise Gulyabani’dir. Cinler ve Periler her gece bu köşkün etrafına gelip odalara girerek abuk subuk sesler çıkarır ve Muniseye saldırırlar. Muniseyse ona verilen tafsiyeler göre hareket ederek sesini çıkarmaz bu da benim kaderimdir der. Bir gün gece bir erkek peri Munise Hanımın odasına gelir. Munise bu durum karşısında şaşkın kalmıştır. Bu erkek perinin adı Hasan’mış. Hasan çok güzel yüzlü peridir. Hasan kendisinin peri olmadığını ve onu bu köşkten kurtarmak istediğini söyler. Fakat Munise bu olaylarla sürekli karşılaştığından onun sözüne inanmaz. Hasan ise ona aşık olduğunu ve onu sevdiğini, onun için her şey yapabieceğini söyler. Daha sonra Hasan’ın insan olduğu ve Şehirden bu köye geldiği anlaşılır. Hasan sonunda bu cin,peri saçmalıklarının bir iç yüzünün olduğunu anlar ve bunu ortaya çıkarır. Demek ki, cin,per, ve gulyabani muhabbeti saçmalıktan ibaretmiş. Bunların hepsi cin,peri ve gulyabani kılığına girmiş birer insanlarmış.Bu insanlar cahil köy halkını kandırır ve namussuzca işler yaparlarmış. Hasan onların hepsini yakalar ve halkın önünde hepsini tanıtarak cezalandırır. Sonra Munise Hasan’la evlenir, köşkte hizmetçilik yapan Çeşmifelek Kalfa ve Ruşen’e de birer kaca bulurlar. Onlar da mutlulukla hayatını devam ettirir. Köşkün sahibi, Hanımefendi de Munise ve Hasan’la birlikte bir müddet yaşar ve sonra hayatını değiştirerek bütün malını ve mülkünü onlara bırakır. Hasan’la Munise hayatlarına mutlulukla devam ederler.





BİR TÜRKÜ VE ÖYKÜSÜ



Çanakkale İçinde - Kastamonu yöresi
Çanakkale, I. Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti'nin savaştığı cephelerden sadece bir tanesiydi. Ancak Çanakkale Savaşı'nın taşıdığı önem bunun çok ötesindedir.
Çanakkale Savaşı, tarihi bir dönüm noktası, Dünya tarihini etkileyen önemli gelişmelerden birisidir. Bütün olumsuz şartlara rağmen burada kazanılan zafer, bir savunma savaşının kapsamını aşan, sadece savunulan bölge ve ülke itibariyle değil, dünya dengelerini sarsan ve değiştiren bir çerçeveye ulaşmıştır.

Bu zaferin belkide bizim için en önemli yanı, Milli Mücadele ruhunun ilk meşalelerinin burada yakılmış ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk temel taşlarını atan Türk Milleti'ne Mustafa Kemal Atatürk'ü kazandırmış olmasıdır.

Bunun yanı sıra Çanakkale zaferi, hastalanmış, hatta ölmüş gözü ile bakılan Türk Milleti'ne şan, şeref ve güven kazandırmış, özbenliğini yeniden kazanmasına yardımcı olmuştur. Ayrıca, Türk Milleti'nin askerlik kabiliyetini, fedakârlık ruhunu, vatan ve millet sevgisini, manevi gücünü bir defa daha dünyaya göstermiştir.

Bu türkü de Çanakkale savaşlarında şehit olan askerlerimiz için yakılmıştır.




Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah

Çanakkale üstünü duman bürüdü
On üçüncü fırka harbe yürüdü
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde toplar kuruldu
Vay bizim uşaklar orda vuruldu
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir dolu testi
Analar babalar umudu kesti
Of gençliğim eyvah

BEN MATEMATİK ÖĞRETMENİYİM.....




Matematik Öğretmenliği Mesleği ;Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere, matematik ile ilgili eğitim veren kişidir.

MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
Matematik öğretmeni olmak isteyenlerin;
- Üst düzeyde genel yeteneğe sahip,
- Matematiğe karşı ilgili ve bu alanda başarılı,
- Düşüncelerini başkalarına açık bir biçimde aktarabilen,
- İyi bir öğrenme ortamı sağlayabilen, dikkatli, işine özen gösteren,
- Mesleğinin sorunları ile ilgilenen ve çözüm yolları bulmaya çalışan,
- İnsanlarla iyi iletişim kurabilen; sevecen, hoşgörülü, sabırlı,
- Öğrencilerin duygu ve düşüncelerini anlayabilen,
- Kendini geliştirmeye istekli, coşkulu, yaratıcı,
kimseler olmaları gerekir.



BİR YAZARIMIZ REŞAT NURİ GÜNTEKİN



Reşat Nuri Güntekin  Cumhuriyet dönemi yazarlarımızdan. Yazdığı, çevirdiği, kitap biçimine girmiş veya dergi, gazete sayfalarında, tiyatro repertuvarlarında kalmış eserlerinin toplamı yüzü bulan Reşat Nuri Güntekin, Anadolu'daki yaşamı ve toplusal sorunları ele almış, insanı insan çevre ilişkisi içinde yansıtabilmiş bir yazardır. Romanlarında sayısız insan tipi yaratmış, çoğunlukla erkek olan kahramanlarını, dış görünümlerinden çok psikolojik özellikleriyle yansıtabilmiştir. Mizaha daha geniş yer verdiği öykülerinde de aşk, yalnızlık, fedakarlık, dostluk, ihanet gibi temalar kullanmıştır.


Reşat Nuri Güntekin, 27 Kasım 1889'da askeri doktor olan Nuri Bey ile Erzurum valisi Yaver Paşa'nın kızı Lütfiye Hanım'ın oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Babasının mesleği nedeniyle çocukluk yılları boyunca birçok il gezdi. İlk öğrenimini Çanakkale'de Mekteb-i İptidai'de yaptı. Daha sonra eğitimine Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) ve İzmir'de bir Frerler okulunda devam etti. 1912 yılında Darülfünun-ı Osmani Ulum-ı Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi.


ESERLERİ

Çalıkuşu (1923), Gizli El (1924), Damga (1924), Dudaktan Kalbe (1924), Akşam Güneşi (1926), Bir Kadın Düşmanı (1927), Yeşil Gece (1928), Acımak (1928), Yaprak Dökümü (1939), Kızılcık Dalları (1944), Gökyüzü (1935), Eski Hastalık (1938), Ateş Gecesi (1953), Değirmen (1944), Miskinler Tekkesi (1946), Harabelerin Çiçeği (1953), Kavak Yelleri (ölümünden sonra 1961), Son Sığınak (ölümünden sonra 1961), Kan Davası (ölümünden sonra 1962)


   

8 Nisan 2012 Pazar

SAKLA SAMANI GELİR ZAMANI

Bu ata sözü bize  şunları anlatmakta:Şu anda ihtiyacımız olmadığıu  her hangi birşeyi şimdi işimiz yokdiye atmamalıyız.Çünkü bu şey bize daha sonra  lazım olursa bulamayız.Yani şimdi ihtiyacimiz olmaya 1şeye başka zaman ihtiyacımız olur.Bu 2 yıl sonra da olu ,2 gün sonrada . Ama ihtiyacımız olur . Bu yüzden ihtiyacımız olmayan şeyleri saklamalıyız.Buna şölebir örnek verebiliriz:Elimizde fazladan1 defter var.Yani işimize yaramayan 1 defter.Bu defteri işimiz olmadığı için attık diyelim.1 hafta sonra o  deftere ihtiyacımız olduğunda bulamayız ama o defteri atmasaydık ihtiyacımızı karşılardı.Yani bu atasözünden anlayacağımız şimdi ihtiyacımız olmağı eşyayı saklamalıyız.